31 Ekim 2017 Salı

Mustafa Kemal Atatürk'ün Karlsbad Hatıraları

1918 yılının temmuz ayını kapsayan günlük hatıra defterleri, Mustafa Kemal’in Karlsbad’da ”Geçen Günlerim” başlığı altında altı deftere yazdığı hatıralarıdır, yalnız 6. defter Karlsbad’dan Viyana’ya geldiği gün bir sayfa olarak yazılmıştır. Diğer sayfalar boş kalmıştır. Eski harflerle yazılmış bu beş defterde has isimler ve bazı deyimler Fransızca olarak kaydedilmiştir. İki günlük yazılar da tamamen Fransızcadır.

Mustafa Kemal Atatürk, askeri, siyasi ve sosyal meseleler üzerinde fikirlerini açmakta ve özellikle okuduğu kitaplardan aktarmalar yapmaktadır. Ancak bunlarda kendi fikirlerini çoğunlukla belirtmemektedir.

İNDİRME ADRESİ

Bir Laboratuvar Romansı

İnsanı sersemletecek kadar sıcak bir havada sıkıntıdan patlayan Alice, bir ara yanında oturmakta olan ablasının okuduğu kitaba bakar. Ama bu, içinde resimlerin ve konuşmaların olmadığı bir kitaptır. “İçinde resim ve konuşmaların olmadığı bir kitap ne işe yarar ki?” diye düşünür. Tam o sırada yanlarından geçen kırmızı gözlü, beyaz tavşanın “Eyvah! Eyvah! Çok geç kalacağım!” diye söylenmesi hiç şaşırtmaz Alice’i. Ama bir şeye öylesine şaşacaktır ki, bu onun Harikalar Diyarına açılan tavşan deliğinden geçmesine neden olacaktır: Beyaz tavşanın bir cep saatine sahip olması.

Adnan Kurt’un, bilim üzerine denemeler olarak tanımlanabilecek metinlerinden oluşan kitabıyla ilgili bir yazıya, Lewis Carrol’un inanılmaz güzellikteki kitabı “Alice Harikalar Diyarında” ile başlamak bir çok açıdan doğru kanımca. Öncelikle asıl adı Charles Lutwidge Dodgson olan Carrol’un Oxford Üniversitesi matematik profesörlerinden biri olduğunu hatırlamakta fayda var. Ama bu başlangıcın asıl nedeni, okurun “Bir Laboratuvar Romansı”nı okurken, kendini bilmediği (ya da farklı bir bakış açısıyla karşılaştığı), büyülü ve her adımında, açılan her kapısında şaşırtan bir dünyanın içinde hissedecek olması. Bu kitabın, okuru çıkaracağı yolculuğun, Alice’in Harikalar Diyarındaki yolculuğundan farklı olmayacağını söylemek çok da abartılı olmayacaktır.

İNDİRME ADRESİ

Mezartaşı Espirileri

KÖY HAYATINI ÖZLÜYORDU, ÖZLEMİNE KAVUŞTU. O ARTIK TAHTALIKÖYLÜ.
SON FALINDA “SİZE UZUN BİR YOL GÖRÜNÜYOR” DİYE YAZIYORDU. FAL DOĞRU ÇIKTI.

İNDİRME ADRESİ

Milattan Önce İlginç Yönleriyle Eski Çağ

Eski Çağ tarihi üzerine çalışması olan Milattan Önce tarih öncesi dönemlerden insanın yaratılışına ve ilkçağ medeniyetlerine kadar geniş zaman diliminde yaşanan ilginçliklere konunun uzmanı bir bilim adamının kaleminden yer veriyor. Evrim teorisinin tarihle nasıl desteklendiğinden, tarihin çağlara ayrılmasında yapılan hatalara; İstanbul’un yedi tepeli olup olmadığından, Eti ve Hitit diye medeniyetlerin olup olmadığına kadar çok çeşitli konular akıcı, anlaşılır, keyifli bir üslupla ele alınıyor.

İNDİRME ADRESİ

Adem'den Hatem'e Kişilik

İlgili âyetler dikkatlice incelendiğinde Kur'an'da kıssası anlatılan Âdem (as) genel manada insan türünü sembolize eder. İnsan tanımının yapıldığı Âdem kıssasını anlatan âyetlerde sembolik bir dil kullanıldığı göze çarpar. Bu sembollerin ardında insanla ilgili gerçeklerin donelerinin saklı olduğuna farkederiz. "Kur'an kıssalarındaki Âdem'in karakteri ve kişiliği bütün özellikleri ve bütün hatlarıyla bir insan'ı canlandırmaktadır".

İNDİRME ADRESİ

İnönü Atatürk'ü Anlatıyor

Bir dönemin önemli gazetecilerinden "baroş eri" İpekçi, yaşamı boyunca yakın tarihi soğuk bir nesnelliğe bürünmeden, yaşayan ağızlardan aktardı bize. Bu tutumuyla geçmişi bugünden kopmaz, bugüne ait bir zenginlik olarak görmemizi sağladı.

İnönü Atatürk'ü Anlatıyor, Abdi İpekçi'nin Atatürk üzerine İsmet İnönü'yle yaptığı söyleşileri vi bu söyleşilere refarans olan kitapların önemli kısımlarından bir ek bölümü içeriyor.

Kitabın yeniden basımında İpekçi'nin, Celal Bayar, Şevket Süreyya Aydemir, Sabahattin Selek gibi dönemin önemli isimleriyle Atatürk ve İnönü üzerine yaptığı söyleşiler de yer alıyor. Atatürk'ün 1933'te İsmet İnönü'ye, İstmet İnönü'nün de 1938'te Atatürk'e yazdığı, orjinal metinlerinin görsellerini de bu kitapta bulacağınız mektupları okurken gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.

Dahi Diktatör

Atatürk hâlâ önemli mi bizim için? Çok önemli. Peki akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevap neyse, Atatürk'ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırla-mamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Kendisinin de söylediği budur.

Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. Bunun mümkün ol-duğunu göstermiş; ama "Ben böyle diyorum, böyle yapın" dememiştir. Bilakis, "Ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin" demiştir. Yaptığı bütün inkılapların gayesi de aklın rehberliğinde Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir.

Atatürk bir diktatör mü, değil mi? Son yıllarda yazılmış en iddialı Atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

(Tanıtım Bülteninden)

YAZAR : A. M. Celal Şengör

İNDİRME ADRESİ

Kabala Yahudi Kadim Mistik Öğretisi - A. Ahmet Ülkü

Yahudi mistisizmi 4000 yılı aşkın bir süredir, tüm ezoterik öğrencileri derinden etkilemektedir. Kabala öğreti son 2000 yıllık süreçte yazıya geçirilmiş ve bu konuda pek çok kitap yazılmıştır. Ancak bunların çoğunun ortak sorunu belirli bir kesim hariç anlaşılmaz olmalarıdır. 

Elinizdeki kitap bu sorunu aşmak için herkes tarafından olabildiğince anlaşılabilir ve açıok seçik olarak kaleme alınmıştır. Kaba la öğretisi, hem antik felsefeye hem de çağdaş felsefe ye zengin anlayışlar kazandırmıştır. 

Felsefe, psikoloji ve dine Kabala sembollerinin merceği ile bakıldığında, daha derin anlamlar ortaya çıkar. Bunun sonunda bu kadim mistik hazine, çağdaş ve postmodern felsefe yaklaşımı ile psikoloji ve tanrıbilim için de yer bulabilir. Ayrıca Kabala'nın altyapısı akılsal bir yaklaşımla günümüze de uyarlanabilir. 

Bir örnek vermek gerekirse, Kabala'nın kaynaklarından Sefer Yetzirah'da anlatılan Evren Yaratılış süreci, modern bilimin benimsediği Big-Bang teorisi ile bire bir benzerlik göstermektedir. 

YAZAR : A. Ahmet Ülkü

İNDİRME ADRESİ

29 Ekim 2017 Pazar

Abi Kabadayılar, Mafya ve Derin Devlet

"Rahmetli Sabahattin Eyüboğlu ile ilgili bir anım var. Birlikte yatıyoruz. 12 Mart dönemi. Şimdi Sabahattin Bey Amca bana soruyor -çok zeki adamdı-: 'Evladım Dündar, bizi buraya neden getirdiler?' 

Ben de diyorum ki: 'Aaa! Hocam. Ben diyeyim altı ay, sen de on altı ay sonra seni çağırıp soracaklar: 'Kimsin?' Sen diyeceksin ki 'Ben Profesör Sabahattin Eyüboğlu'yum'. 'Hay Allah, bir yanlışlık olmuş. Biz pezevenk Sabahattin'i arıyorduk. Kusura bakma,' deyip seni salıverecekler. İşte seni o zannediyorlar, onun için tutuyorlar Hocam..." 

Bir kuşağın son temsilcisidir Dündar Kılıç. İlhan Selçuk'un ifadesiyle "Külhanbeyi değil kabadayı, mafya babası değil kabadayı"dır. 21 yılı cezaevlerinde geçen hayatı, yeraltı dünyasının iç işleyişini, devletle olan gizli-açık ilişkilerini ve suçun evrimini gözler önüne serer. 

Gazeteci-yazar Doğan Yurdakul "Abi" lakabıyla tanınan Dündar Kılıç'ın renkli kişiliği ve "racon" etrafında şekillenen sıra dışı yaşamı üzerinden Türkiye'nin yeraltı dünyasının bir dönemine ışık tutuyor.

İNDİRME ADRESİ

Allah ile Aldatmak

ÖNSÖZ
      
Müslüman halklar ve özellikle Türk halkı aşın duygusal; özellikle çok sevdiğidini söz konusu olduğunda Türk halkı neden asırlardır sürekli bir biçimde aldatılıyor?
      
Yanıtın Kur’an’da olduğuna inanıyorum Kur’an Allah ile aldatılmayın! ihtarında bulunuyor Neden? Çünkü Allah ile aldatılanların en büyük sorunu aldatıldıklarının farkında olma imk nından büyük ölçüde yoksun bulunmalarıdır Çünkü derinden inandıkları ve içtenlikle teslim oldukları bir değer kendilerinin aleyhinde kullanılıyor Bunu fark etmeleri kolay değildir
      
Türk halkı dinine olan derin saygısı İslam’a duyduğu teslimiyet yüzünden çoğu kez savunma eleştirme güçlerini kullanmıyor Daha önemlisi Allah ile aldatanlara karşı aklını kullanmıyor
      
Allah ile aldatılmanın yıkımına dikkat çeken Kur’an bu tuzağa düşülmemesi ve bu belanın aşılması için gerekli olan iki hayatî donanıma daha dikkat çekmiştir: 1. Aklın işletilmesi, 2. Takvanın yani dindarlığın insanlar arasında üstünlük ölçüsü olmaktançıkarılması
      
Bu iki destek buyruk göz ardı edildiğinde “Allah ile aldatılmayın” emrinin sonuç vermesi imk nsız olmaktadır Akıl işleyecek dindarlık insanlar arası bir değer ölçüsü olmaktan çıkarılacaktır ki kitleler Allah ile aldatma tezg hlarının maskesini düşürebilsin arka planını görebilsin Maske düşürülüp arka plan görülmediği sürece Allah ile aldatılmak kaçınılmazdır
      
Allah ile aldatma zulmünün aşılması için sadece temel çare değil tek çare aklı işletmektir Kur’an Allah aklını işletmeyenler üzerine pislik indirir (Yûnus 100) diyerek Allah ile aldatılma duygusallığının aşılması için işletilen aklın kaçınılmaz olduğunu insanlığın vicdanına iletmiştir Başka hiçbir kanıt olmasa sade bu olgu bile laikliğin Kur’an’ın temel taleplerinden biri olduğunu göstermeye yeter Çünkü aklındevrede olması ve işletilmesi için laiklik temel şarttır Aksi halde duygu egemen kılınmak suretiyle din aklın önünü kesme aracı olarak kullanılır yani kitle Allahile aldatılır.

İNDİRME ADRESİ :